100 kadından 3’ü hayatının bir evresinde yumurtalık kanserine yakalanacaktır. Bu kanserin erken tanısı maalesef günümüzde yoktur ve o yüzden yakalandığı zaman ileri safhadadır. Tedavide erken dönemde kişi de gençse ve kanser sadece tek yumurtalıkta ise sadece yumurtalığın alınması ve karnın değişik bölgelerindeki lenf bezlerinin çıkartılması ve bunu takiben kemoterapi ile de başarılı sonuçlar alınmaktadır.
Yumurtalık kanseri erken evrelerde yakalanamadığı için kanserden korunmak için yapılacak önlemler daha önem kazanmaktadır. Bu önlemlerin başında doğum kotrol hapları kullanmak gelir. Doğum kontrol hapları hayatın herhangi bir evresinde 2 sene kadar alınırsa yumurtalık kanseri olma riskini yarı yarıya azaltmaktadır.
Yumurtalık kanseri de çocuk doğurmamışlarda daha sık görülür. Ayrıca kısırlık tedavisi görmüş fakat çocuk sahibi olamamış kişilerde daha sıklıkla rastlanmaktadır. Yumurtalık kanseri çocuk yaşlarından menopoz sonrası yıllara kadar her yaş grubunda görülebilir.
Her jinekolojik muayenede vajinal ultrasonla yumurtalıkların gözlenmesi şarttır. Menopoz öncesi dönemde yumurtalıklarda görülen basit su dolu kistler 1-2 ay içinde kendi kendine veya doğum kontrol hapıyla geçebilir. Geçmediği taktirde ameliyatı düşünmelidir. Yumurtalıklarda içi su dolu olmayan katı maddeyle dolu kistler ise yakın takipe alınmalı ve herhangi bir şüphe durumunda ameliyat edilmelidir. Menopoz sonrasında ise her türlü yumurtalık kisti anormal kabul edilir ve cerrahi olarak alınması düşünülmelidir.
Yumurtalık kanserinin erken tanısı çok zor hatta imkansız olmakla birlikte 6 ayda bir vajinal muayene, vajinal ultrason ve CA 125 takibi ile tanı kısmı erken olarak konabilir. CA 125 denilen kanda yapılan bir tarama testi bazı yumurtalık kanserlerinde yükselir ve bu da takipte kullanılabilir.
Yumurtalık kanseri ailesel olabilir. Ailesinde meme kanseri veya yumurtalık kanseri olanların özellikle doktoruna bunu söylemeleri ve bu yönden riskte olduklarının bilinciyle kontrollerini aksatmamaları gereklidir.